Koronavirüs Çin’de aylar öncesinden kontrol altına alındı. Her ne kadar zaman zaman bazı bölgelerde aniden birkaç vaka görülse de vakalar ülke geneline yayılmadan gerekli önlemler alınıyor. Bundan sonra da çok fazla vaka görülecekmiş gibi de görünmüyor.
Dünya’nın koronayı sadece televizyondan izlediği dönemlerde Çin’deki tam kapanmayı ve yapılanları yaşayarak gördüm. O zamandan bugüne kadar da Çin’de sadece arabamla şehirlerarası yolculuk yaptım. Bir işim için Çin’de 2000km’den uzakta olan bir şehre gitmem ve bu sayede de korona sonrasında ilk kez toplu taşıma araçları ile seyahat etmem gerekti. Bu seyahatimde edindiğim izlenimleri, başka bir deyişle korona sonrası Çin’de seyahat etmenin nasıl olduğunu paylaşmak istedim. Bu seyahatimde sırasıyla taksi, hızlı tren, otobüs ve uçağa bindim.
Çin’de şehirlerin çoğunda maske zorunluluğu kaldırılmış, küçük şehirlerde maske takanların sayısı takmayanlardan çok daha az olsa da tren istasyonları, havalimanları ve otobüs garajlarında önlemler devam ediyor. Toplu taşıma araçları maksimum yolcu kapasitesiyle çalışıyor; ama maske takmayan ve yeşil kodu olmayanlar araçlara alınmıyor.
Taksi
Tren istasyonuna gitmek için yola çıktım. Arabamı bıraktığım için taksiyle tren istasyonuna gitmek durumundaydım. Didi uygulamasını kullanarak taksi çağırdım. Taksiye binerken maske takıp takmamam gerektiğini bilmeyerek taksinin gelmesini bekledim.
Didi gibi Çin’e özgü uygulamaları merak ediyorsanız Bilgi Fırını’ndaki bu yazıya göz atın.
Maske takmayan taksi şoförünü görünce takside maske takma zorunluluğunun olmadığını farkettim. Daha büyük şehirlerde durum farklı olabilir; ama benim bulunduğum bölgede taksiye binmek tamamen normalleşmiş durumda.
Tren
Taksiyle tren istasyonun kapısına kadar geldikten sonra işler değişmeye başladı. Tren istasyonuna giriş kapısındaki güvenlik görevlisi maske ve yeşil kod kontrolü yapıyor. Maskesi veya bulunduğum şehre ait yeşil kodu olmayanları istasyonun içine bırakmıyordu.

Maskeyi takıp yeşil kodla istasyona girdikten sonra güvenlik kontrolü var. Çantalar cihaza konuyor ve üst araması yapılıyor. Bu kısım önceki yıllarda da böyleydi. En büyük fark çantamın içinde bulunan sudan bir miktar içmemi istemeleri oldu. Suyu içtikten sonra suyla istasyona girmekte bir sakınca görmediler.
Trene gitmek üzere elektronik turnikelerden geçerken beni bir sürpriz bekliyordu. Herkes Çin kimlik kartını okutup geçerken ben pasaportumla kalakaldım. Oradaki bir güvenlik görevlisi beni turnikelerin yanında çalışan başka bir görevliye yönlendirdi. O kişi de pasaport numaramı bir cihaza tuşlayıp adıma düzenlenmiş biletimi görünce bana kapıyı açtı. Çin’e ilk geldiğim yıllarda elektronik turnikeler tren bileti kullanarak açılıyordu; ama artık sadece manuel olarak açılabiliyor.
Shanghai Hongqiao Tren İstasyonu’na giden trene bindim. Tren bugünkü moda tabiriyle lebalep dolu. Yolcu sayısında kısıtlamalar tamamen kaldırılmış. Tek kısıtlama maske. Görevliler dolaşıp maske takmayanlara maske takmalarını söylüyor. O kadar.
Şangay’a vardıktan sonra elektronik turnikelerden biletimle çıkamadım ve turnikelerin yanındaki görevliden tekrar yardım istemem gerekti. Bu sefer görevli pasaportumu önündeki cihaza tarattıktan sonra benim için kapıyı açtı.
Turnikelerden geçtikten sonra gördüklerim bana koronanın hem tamamen bittiği, hem de aynen devam ettiği izlenimi verdi.
İstasyonun içinde beyaz tulumla çalışanları görünce “galiba burada risk henüz geçmedi” dedim. Öte yandan istasyonun içindeki insan selini görünce de “bu iş artık bitmiş” dedim kendi kendime. Korona öncesinde sıradan bir pazar gününde tren istasyonunda ne kadar insan olduysa dün de en az o kadar insan vardı. Tek fark insanların tamamının maskesiz olmasıydı. İstasyona girenlerin ateşini ölçmek için termal kamera koymuşlardı ve istisnasız herkes bu kameraların önünden geçmek durumundaydı.
Çin içi tren biletlerinizi buraya tıklayarak Trip.com üzerinden alın.
Otobüs
Uçağa binmek üzere Şangay’ın en doğu ucunda bulunan Pudong Havalimanı’na gitmem, bunun için de tren istasyonundaki otobüs garajına gitmem gerekiyordu. Tren istasyonunun içinde yaklaşık 20 dakika yürüyerek otobüs garajına geldim.
Yürürken Şangay metrosu giriş noktasına göz attım. Önceki yıllarda onlarca kez kullandığım Şangay Metrosu’nun güvenlik kontrolü yapıldığı kısmında daha önce hiç görmediğim beyaz bir bölme vardı. Metroya binmek isteyenlerin bu bölmeye bir ucundan girip öbür ucundan çıkması gerekiyordu. Ne yalan söyleyeyim, bu bölmenin ne olduğunu pek anlayamadım. Bölmenin içinde ateş ölçümü yapılma ve geçenlerin üstüne dezenfektan sıkılıyor olma ihtimali yüksek.
Pudong Havalimanı’na gidecek otobüs peronunda beklemeye başladım. Kapının hemen dışında bir pankartın üstüne koca koca “dışarı az çıkın, çıkarsanız maske takın” yazıyor.
Nedendir bilinmez; ama otobüsün kalkışından önceki son on dakikaya kadar bilet satışı yapılmıyor. Bilet satın alan yolculardan da yeşil kodlarını göstermeleri isteniyor.
Otobüsün yarısı bile dolu değildi. Yolcu sayısında herhangi bir kısıtlama olduğundan değil, o saatte anca o kadar yolcu olduğundan.
Otobüs yolculuğu sırasında korona günlerinden sonra Şangay’ı ilk defa görme şansım oldu. En son 2020’nin Ocak ayında Şangay’a gelmiştim. O zamanlar Wuhan’da ilk birkaç vaka görülmüştü; ama Çin genelini etkileyen bir durum söz konusu değildi. Gördüğüm kadarıyla Çin’in en büyük şehri Şangay’da dahi koronanın etkisi sadece maskelerde kalmış. Maske takma oranı diğer şehirlere oranla daha yüksek. Taksiye binerken maske takan müşterileri bile gördüm.
45 kilometrelik yol trafik nedeniyle 1 saat 20 dakika sürdü ve Pudong Havalimanı’na ulaştım.
Uçak
Pudong Havalimanı, giriş kapısından itibaren koronanın aynen devam ettiği hissi veren bir yer. Giriş kapısındaki güvenlik görevlileri maskeye ek olarak gözlerini de kapatan özel bir maske de takmıştı. İlk girişte termal kameralar ile ateş ölçümü yapılıyor. Hafif ateşi olan küçük çocukların dahi geçmesine izin verilmiyor. Ben havaalanına girerken bir küçük çocuğun ateşi hafif yüksekti galiba. Çocuğun geri gidip termal kameradan bir kez daha geçmesini istediler.
Check-in yapmak için havaalanında yürürken diğer kontuarların arasından ve uçuş tablosunun önünden geçtim. Dış hat uçuşlarının olduğu kontuarlar terkedilmişçesine bomboştu. Buna THY kontuarları dahil. Uçuş tablosu ise Çin’in kendini korona tehlikesine karşı dış dünyaya nasıl kapattığının aynası gibiydi. Normalde Pudong Havalimanı’ndan 10-15 dakikada bir dış hat uçuşu olur. Ama bu sefer 24 saat içinde biri Taipei’e, biri Seul’a, biri de Viyana’ya olmak üzere sadece üç uçuş vardı. İç hatlar bölümü ise eskisi gibi uçuşla doluydu. Aşağıdaki fotoğrafı havalimanında çektim.

Check-in yaptıktan sonra güvenlik kontrolü yapılan bölüme yöneldim. Bu bölümün girişinde bir kez daha termal kamerayla ateş ölçümü yapılıyordu. Güvenlikten geçerken de herkesin maskesini çıkartıp içine bakmayı ihmal etmiyorlardı.
Pudong Havalimanı’nın yeni bölümünde uçağa binmek için yeni yapılan terminale gitmek, bunun için de havalimanı içindeki tek duraklık metroya binmek gerekiyor. Gördüğüm kadarıyla metroda çok sayıda kişinin birbirine çok yakın olmasında yetkililer açısından herhangi bir sakınca yok.

Yeni terminal binasına geldikten sonra 10 dakika yürüyüp terminal binasının en sonundaki kapıya ulaşmayı başardım. Uçağa biniş esnasında bütün yolcuların eline dezenfektan sıktılar.
Uçak da tıpkı sabahki tren gibi dolu. 200 küsür kişilik uçakta sadece birkaç koltuk boştu. Herkese uçuş süresince maskeleri takmaları çağrısında bulunuldu; ama uçakta iken birşeyler yemek isteyenlere herhangi bir müdahalede bulunulmadı.
Uçak yolculuğu yapma planınız varsa uçak biletinizi aşağıdaki kutucuğu doldurarak Trip.com üzerinden yapın.
İki buçuk saatlik uçuşun ardından varış noktasına ulaştık. Vardığımız noktada o eyalete air yeşil kodu göstermemizi istediler. Normal şartlarda farklı bölgelerde farklı yeşil kod alabilmek çok kolay. Ama bu eyalette ilginç bir şekilde yabancılar yeşil kod alamıyor. Bu nedenle de oradaki görevliye durumu anlatıp kağıdın üstüne elle birtakım bilgileri yazmak gerekiyor. Ardından da havalanından çıkış normal zamanlarla aynı şekilde tamamlanıyor.
Sonuç
Çin içinde başka şehirlere gitmekte herhangi bir kısıtlama yok. Hatta yolcu sayısının da maksimum seviyede olması aslında Çin’in koronavirüse karşı kazandığı zaferin temsili resmi gibi. Ama yine de akıllarında bir “ya bir olursa” düşüncesi duruyor. O nedenle maske takılmasına ciddi önem veriyorlar ve sık sık herkesin ateşini ölçüyorlar.
Yakın gelecekte siz de Çin içinde veya dışında başka bir şehre gidecekseniz kalacağınız oteli aşağıdaki formu doldurarak booking.com üstünden belirleyin.
Booking.com